Rufat Gürel yazdı… Iğdır'da köylerimiz

Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır'da köylerimiz

Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır’da köylerimiz

Iğdır ili coğrafi konumu, stratejik öneminden dolayı hep bir geçiş bölgesi olmuştur. Bir çok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan Iğdır ili işgal, soykırım, deprem, sel baskını gibi çok acı olaylar yaşamıştır. 1664 depremi ile 6000 yıllık eski Iğdır şehrinden göç edip şimdiki Iğdır şehrin kurmuştur.

     Iğdır ili 93 yıl süre ile en uzun süre işgal altında kalan ilimiz. Çarık Rus işgali dönemine Iğdır İrevan iline bağlı bir sancak merkezi olmuştur. Rus işgali döneminde Iğdır ilinde 243 yerleşim yeri vardı. Iğdır eski Batı Azerbaycan İrevan Hanlığı topraklarından elimizde kalan tek vatan toprağıdır. Iğdır ilinin eski adlı Sürmeli Çukuru olup 1895 yılında Rusların Aras nehri üzerinde yaptıkları Alican Köprüsü ile şose yol yapılarak İrevan iline bağlanmıştır. Rus işgali döneminde Iğdır’ın 243 yerleşiminde Azerbaycan Türkü, Terekeme, Ermeni, Müslüman ve Ezidi Kürtler, Rus asker, memur ve aileri yaşıyordu. 14 Kasım 1920 yılında Iğdır Ermeni işgalinden kurtuldu. Iğdır’da yaşayan Ermeni ve Ezidi Kürtler Ermenistan’a geçtiler. Ermeni zulümü sonucu “Kaç Ha Kaç” ile Iğdır’dan Güney Azerbaycan’a göç edenler ile İrevan göçmenleri, çevre il ve ilçelerden gelenler ile Iğdır tekrar canlanmaya başladı.

    Bugün Iğdır merkez ilçe ile beraber Tuzluca, Karakoyunlu, Aralık ilçeleri ile beraber 4 ilçe 3 belde 162 köy bulunmaktadır. Iğdır merkez ilçe de 3 belde, 40 köy, Tuzluca ilçesinde 81 köy, Karakoyunlu ilçesinde 19 köy, Aralık ilçesin de 22 köy bulunuyor. Kırsal yerleşimin en yoğun olduğu ilimiz Iğdır ilidir. 1960 yılından sonra Iğdır’daki köylerimizin çoğunun adları değiştirildi.

     Ruslar 1886 yılından itibaren aralıklarla Iğdır’da nüfus sayımı yapıyorlardı. Aradan geçen 138 yıla rağmen Iğdır’daki bir çok köyün nüfusu artmamış bilakis azalmıştır. Iğdır’ın 3 devletle sınır olması, sonırlarının kaplı olması, Ağrı İsyanı, 12 Eylül öncesi Sağ -Sol olayları, PKK terörü, Iğdır’ın büyük şehirlere ve merkezlere uzak olması, Iğdır’ın yüz yıllık sürede 4 ayrı ile nahiye, ilçe olarak bağlanması, Iğdır’ın Ağrı, Kars, Erzurum illerinin gölgesinde kalması, sınırları kapalı dar bir havzada olması, artan nüfus v.s. Sebeplerden dolayı Iğdır batıdaki büyük iller ile Avrupa ülkelerine çok göç vermiştir. Sadece İstanbul ilinde 100 binde fazla Iğdırlı yaşamaktadır.

       Iğdır her gittiğimde köyleri gezerim. Iğdır. Merkez ilçe, Tuzluca, Karakoyunlu, Aralık ilçe ve köylerini çok dolaştım. Köy yolları iyi ama köylerin çoğu harabe durumunda. Kerpiç ev toprak damlar çökmüş, ambar, eyvan, samanlık, kom, peye dediğimiz hayat virane olmuş. Eskiden geniş ve kalabalık ailelerin yaşadığı, birçok geçmiş tarihe tanıklık eden, içinde bir çok yaşanmış anı ve hatırayı barındıran o güzelim köylerimiz, cennet vatanımızın çoğunun durumu çok kötü. Birçok köyde nüfus çok düşmüş, insan köyü dolaşırken bir şeylerin boğazında düğümlendiğini, yüreğimizde acı gözlerimde yaşı geldi. İsim isim vermek istemiyorum ama o köylerden göç edenlerin çoğu büyük şehirlerde veya yurt dışında ekonomik olarak çok iyi durumdalar. Nevruz Bayramına turist gibi gelip gitmekle olmaz, çocuklarımızı, torunlarımızı getirelim, ata, ana yurdumuzu sevdirelim, sılay-I rahim yapalım, virane olan ata, ana ocağını yaşanılır hale getirelim, ev ve tarlalarımızı satmayalım, onların ruhunu incitmeyelim.

     Biz bu yüzden Batı Azerbaycan’ı İrevan Hanlığını Ermenilere kaptırdık, ondan tek nişâne binlerce şehidin kanı ile Iğdır kaldı. Iğdır sahip çıkalım, vatan sevgisini bir bozbaş, bir nevruz, bir Şeyh Şamil oyunu ile bırakmayalım. Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır." Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY'u saygı ve rahmetle anıyorum.

      Gelin binlerce yıllık ata, ana ocağı serhat Iğdır’ımıza sahip çıkalım. Köylerimizdeki baba ocağını  virane olmaktan kurtaralım, ata ocağımızda bir ışık yansın, yürekten hissettiğinde ata ocağından ahirete gitmiş yakınlarımızın ruhunun orda dolaştığını, yüzlerini gülüp, ruhlarının huzur bulduğunu göreceksiniz.

      Kimler geldi kimler geçti geçti, bu sokaklardan, kimler yaşadı bu evlerde… Her insan bir tarihtir

Her bir insan yaşadığı çağının tanığıdır

Her bir insan aslında koca bir çınardır...

Gözler neler görmüş, kulaklar neler duymuştur?

Hele şu, dağlar, taşlar, ovalar, köyler, kasabalar şehirler neler yaşamıştır...İnsanoğlu bu dünyada kiracı, kimler geldi kimler geçti...Yaşadığımız şehirin kasabanın da geçmişini bilmek en doğal hakkımız olsa gerek...Ata, ana yurdumuzu imar edip şenlendirirsek, serhat şehri Iğdır’ımıza sahiplenip mühür vurmuş oluruz. Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle… Hoşça kalın, Dostça kalın.

Iğdır