Rufat Gürel yazdı… Iğdır Seni Çağırıyor

Rufat Gürel yazdı… Iğdır Seni Çağırıyor

Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır Seni Çağırıyor.

Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır Seni Çağırıyor.

Iğdır 81 ilimiz içinde 93 yıl süre ile en uzun işgal altında kalan ilimizdir. Iğdır Misak-I Milliye dahil olmadığı halde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Şark kahramanı Kazım Karabekir Paşaların büyük öngörüleri, Kahraman Mehmetçiğimizin ve yiğit Iğdır insanının kahramanca direnişleri sonucu Anavatana dahil edilip Ermeni işgalinden kurtarılmıştır.

      Iğdır insanı 93 yıllık Çarlık Rusya’nın baskı ve zülümüne, Ermenilerin vahşet ve soykırımına direnerek nüfusunun çok büyük bir kısmını vatan uğrunda şehit vermiştir. Iğdır Osmanlı ile Kaçar devletine sınır, geçit vermez Ağrı Dağı ile Aras nehri arasında dar bir havzaya sıkışmış, soydaşları ile bağları koparılmıştır. Bir asıra yakın işgal, baskı, zulüm ve soykırım gören Iğdır insanı direnmiş, milli ve manevi değerlerini kaybetmemiştir.

     Çarlık Rusya döneminde Iğdır’da 243 yerleşim yeri vardı. Bugün Iğdır’da İl, ilçe, belde ve köylerle 168 yerleşim yeri bulunmaktadır. Ruslar düzenli vergi alabilmek için arkalıklarla nüfus sayımı yapmıyorlardı.

    Iğdır ilinde Ruslarca yapılan nüfus sayımında:

    1828 yılında : 16.787

    1886 yılında : 91,965

    1908 yılında : 120.641 kişi yaşıyordu.

     Iğdır insanı 1664, 1840, 1962 depremlerini, 1828 Rus işgalini, Ermeni güç ve çetelerinin zülüm ve soykırımını, sık sık taşan Aras nehri sel baskınlarını, Ağrı isyanının etkilerini, sınır ili olması sınırlarının kapalı, büyük şehir ve pazarlara uzak kalması, üç farklı vilayete bağlanması, komşu illerin gölgesinde kalmanın sıkıntılarını ve acılarını yaşamış, bir güzide vatan toprağıdır. Iğdır Batı Azerbaycan İrevan Türk Hanlığından bize miras kalan tek yadigar Türk yurdu. Iğdır güneşin ilk doğduğu, Türk dünyasına açılan kapımızdır.

     Bir Iğdırlı olarak Iğdır üzerinde çok araştırma ve inceleme yaptım. Bir çok köyü bizzat gidip yerinde görüp inceledim. Iğdır coğrafi konumu, stratejik önemi ve taşıdığı büyük potansiyeli itibarıyla çok çok büyük öneme sahip. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki Iğdır 1960 yılından sonra batıdaki büyük illere ve yurtdışına çok göç vermiştir. Sınır ilçeler olan Aralık ve Karakoyunlu ilçelerinde nüfus eksiye düşmüş, nüfus artışı gerilemeye başlamıştır.

     Iğdır merkez, Tuzluca, Karakoyunlu, Aralık ilçelerini ve köylerini gezdim. Köylerimizin çoğu adeta boşalmış, virane olmuş. O ata yurdu o içinde binlerce anı ve hatıraları barındıran evler, bakımsızlık ve sahipsizlikten viraneye dönmüş. Iğdır insanının çoğu yurt dışında ve büyük şehirlerde ikamet ediyor. Çoğunun ekonomik durumu çok iyi bu ata yurdumuza hiç değilse tatillerde dönelim, o ev, ambar, ahır, samanlık ve hayat dediğimiz ata toprağını onarıp bakalım, ışık yakıp, geçmiş güzel günleri analım.

      Bir örnek olması bakımından 1886 Rus nüfus sayımına göre günümüzden 138 yıl önce Iğdır’da bazı köylerin nüfusu şöyle idi:

      Iğdır Merkez  köyün adı :   1886      2024

Hakmehmet Köyü                     512          413

Kadıkışlak Köyü.                        647         335

    Tuzluca İlçesi  :

Üçkaya (Ekerek) Köyü               603        337

Kamışlı Köyü                               434        345

      Karakoyunlu İlçesi :

Kaçardoğanşalı Köyü                 1.173      722

Koçkıran (Dize) Köyü                 1.329     481

      Aralık İlçesi :

Ramazankent Köyü                    446       410

Hacıağa Köyü                             511         566

     Iğdır’ın 1908 yılında 243 yerleşim yerinde nüfusu 120.641 kişi idi. O zaman Anadolu’nun nüfusu yaklaşık 13 milyondu. 104 yıl içinde Türkiye nüfusu yaklaşık 6,5 kat artmış 85 milyon olmuş. Aynı hesabı Iğdır için yaparsak Iğdır’ın nüfusunun şimdi 784 bin olması lazım. Şu anda Iğdır ilinin genel nüfusu 210 bin, bir okadar da yurt içi ve yurt dışına göç vermiş. Iğdır’daki köylerimizin çoğunun nüfusu 138 yıl önce yapılan 1886 nüfus sayımının bile çok altında. Köylerimizin çoğu adeta boşalmış.

     Iğdır sadece Türkiye ve Iğdır için değil bölge için anahtar ve kapı konumundadır. Iğdır’dan göç edenler ata yurdumuza dönelim, vatan toprağını boynu bükük bırakmayalım, Iğdır bizi çağırıyor çocuklarımıza, torunlarımıza Iğdır’ı sevdirip, gezdirip tanıtalım. Vatan sevgisini bir Bozbaş, bir Ölü Bayramı, bir Nevruz Bayramı olarak görmeyelim. O çırası sönen evlerin Işık’larını yakalım. Sılay-ı rahim yapalım ki ömrümüz uzasın, bereketimiz artsın, bir Fatiha okuyalım ki ahirete gidenlerimizin gözü yolda kalmasın. Gohum, komşu, dost, akraba, kirve kim varsa tanışıp kucaklaşalım, Iğdır’ı hep el birliği ile birlik ve beraberlik içinde, hak ettiği yere taşıyalım.

     Sözlerime Iğdır insanının hasretini ve iç duygularını yansıtan bir şiirle son verirken, tüm Iğdırlı kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. Hoşça kalın, dostça kalın.

      Vardım yeşil Iğdır’ı seyran eyledim

      Baktım gördüm bizim köyler perişan

      Ekip suladığım bağlar bahçeler

      Öpüp kokladığım güller perişan

Iğdır